13 Ekim 2014 Pazartesi

Kütüphanede Hayatta Kalma Rehberi

Kütüphane severiz ya ele elocular olarak, günde 8 saat durmadan rahat edemiyorum burda.

Yanlış anlaşılma olmasın hep ders çalışmıyorum kütüphanede ; blog yazması olsun , müzik indirmesi olsun , e postalara bakmasından tut film seyretmesine kadar birçok şey yapıyorum burda.

Bi kulaklık , defter vs., bilgisayar , usb kablosu : hazırız gidebilirz , nereye dersen amenna.

 valla ben burayı seviyorum abi , insanın hem toplum içinde olup hem de yalnız kalabildiği yegane yerlerden biri. Dikkat dağınıklığı eve göre çok çok az.

Kantini mantini var işte arklarla takılmaca da oluyor.

Remember!!! Hiç ders çalışmıyorum demedim , tabiikide main purpose'ımız ders çalışmak, fakat diğer türlü de iyi.

neyse espirikler şakalar bir yana , okul olmazsa bi dakika durmam burda.

gelelim ana konumuza ;

arkadaşlar öncelikle şunu unutmayalım , bu kütüphanede fısıltıyla konuşmak (doğru birşey olmasa da) serbest. Fısıltıyla konuşmak insanları niye rahatsız eder hiç düşündünüz mü?

olayın aslı şu ; telefonla konusmak ya da fısıltıyla konusmak ya da sizi tanımayan 2 kişinin yanınızda konuşması vs. sizin o konuyu merak etmeniz içgüdüsünden kaynaklı olarak rahatsız eder. misal otobüslerde telefonla konuşmak neden yasak? motoru ya da freni bozduğundan falan değil bunlar külliyen yalan. asıl sebebi insanları rahatsız etmesi. sebebi de telefonla konuşan birini dinleyen bir insanın , o konuşmanın sadece yarısını (telefonla konuşanınkini) duyabilmesidir. böyle çarpık bir konuşma insanın ister istemez meraklanmasına sebep oluyor ve o merak insanı rahatsız etmeye başlıyor. tek taraflı konuşma mantıksız geliyor insana çünkü.

aynı şekilde fısıltıyla konuşma da o şekilde rahatsız eder insanı , tam anlayamadığımız için o konuşma rahatsız ediyor, aynı zamanda anlayamadığımız bir konuşmayı dinlemek zorunda kalmak ta cabası oluyor. sebepleri bunlar.

mesela aşağı katta takılanlar bilir, insanı rahatsız eder o odalardaki anırma misali konuşmalar.

olayın analizi şu şekilde , onlar kaptırmış konuşuyor ya mal mal işte onların niye bu kadar hararetli konuştukları sizin ilginizi çekiyor ve merak ediyorsunuz olay bu.

bunlar benim fikirlerim değil çeşitli araştırmalar...

misal görürsünüz kimisi çok rahatsız olur o sesten , ama bazısı da hiç oralı olmaz; hiç takmadan ders çalışmaya devam eder, o arkadaş biraz meraksız bi arkadaştır işte , bu yüzden orayla ilgilenmez.

bu gerçekleri bilin istedim yoksa ben de kütüphanede çıt çıkarılmaması taraftarıyım.

eğer bu gerçekleri bilirseniz kendinizi bu gürültülere ya da fısıltılara daha kolay alıştırırsınız.

şimdi gelelim kütüp durumlarına;

alt katı tercih edecekseniz mutlaka müzik dinleyerek ders çalışmanız ya da seslerden hiç rahatsız olmamanız gerekıyor. odalardan baya acayip sesler geliyor çünkü. alt kat biraz daha sıcaktır, ses dışında dikkat dağıtacak başka bir durum olmaz genelde. ben aşağı katı seviyorum alıştım buraya. iyice yayılıyorum dağıtıyorum öyle takılıyorum burda. zaten bizim bölüm burda genelde.

orta kat ise hep girip çıkan insanların gürültüsüne maruz kalır. kitap vereni olsun uyuyanı falan herşeyi vardır orta katta , pek sevmem ben, herkesi görüyorsun ister istemez karşı cinsle mal gibi göz göze geliyorsun ( kabul edin hepiniz yaptınız :D )

üst katta fena değil , eğer allah tarafından bile rahatsız edilmek istemiyorsanız kareller tam size göre , sürekli kitaplar için dolananlar oluyor orda da , eğer kafanızın dibinde kitap için dolananlara alışkınsanız ya da yalnız başınıza çalışmayı seviyorsanız , takılın üst katta.

kütüphanede yemek yasak , mış mış. atıştırmalık bişeyler iyi gider dersle , benim favorim benimoydu geçen sene , bu sene başka şeylere sardırırım belki.

eski makinalar çok güzeldi 24 saat açıktı , şimdi 12 de kantin kapanıyor sanırım pek takılmıyom.

soğuk kahveler iyidir uyanık kalmak için, birazcık pahalı ama beni ayık tutuyor.(sürekli içerseniz etkisini kaybeder).

ders çalışırken 15 dkda bir su içerseniz konsantrasyonunuz daha yüksek olur arkadaşlar, benim fikrim değil araştırma sonuçları ;)

vize final döneminde sabahtan yer kaparım ben , zaten ful burdayız , yerimize de çökmesinler , tekrar ediyorum : buranın demirbaşı biziz. sabah çıkar akşam gideriz... neyse... siz de kütüpte yer bulamazsanız üzülmeyin okulda ders çalışmak için tonla yer var.

interneti arada kopar , bi keresinde çok sinirlenip bilgi işlem dairesine kavga etmeye gitmiştim. çok tatlı adamlar lan , çay içtik beraber , okulun interneti hakkında konuşmuştuk.(eduroamın yeni geldiği zamanlar, hatırlarsınız) , artık kopmayacağına söz vermişlerdi o zaman , alt yapısını yeniliyolardı.

fotokopici abi en mühim zaman olan 12.30 -1.30 arası yemek arasındadır , eğer giderseniz ağzında yemek olduğu için konuşmadan kaş göz hareketleriyle geri gönderir sizi.

güvenlikleri falan iyidir. çalışanlarıda kültürlü adamlar belli, baya kitap okumuşlar boş dura dura.

kütüphaneye hiç takılmayanlar var evde nasıl çalışıyorlar anlamam. fotolar videolar cıvıl cıvıl yakında , gelecek inş.

evet kütüphane biz ele elocular için sıcak sakin samimi sessiz tatlı bir ortam, seviyorum burayı, arada boş boş takılıyorum burda blog falan yazıyorum işte.

haydi iyi geceler

öpüldünüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder